Erhan Erden SEyitgazi Belediye Başkan Adayı


Orman Genel Müdürlüğü’nden Yangın Sonrası Ağaçlandırma Açıklaması

Orman Genel Müdürlüğü’nden Yangın Sonrası Ağaçlandırma Açıklaması
Orman Genel Müdürlüğü’nden Yangın Sonrası Ağaçlandırma Açıklaması
17 Temmuz 2025 Perşembe Okuma 647

"Bilimle, Doğayla Uyum İçinde Çalışıyoruz!"

Orman yangınları sonrası sosyal medyada sıkça dile getirilen "Yine mi çam dikiliyor?", "Neden meyve ağacı dikilmiyor?" gibi sorulara, Orman Genel Müdürlüğü (OGM) bilimsel gerçeklerle yanıt verdi. OGM, ağaçlandırma faaliyetlerinin yerel ekosisteme uygun türlerle, bilimsel veriler ışığında yürütüldüğünü vurguladı.

Sadece Çam mı Dikiliyor? Hayır!

OGM, ormanlarımızda meşe, sedir, ladin, kestane, kızılağaç, gürgen gibi onlarca farklı türün zaten doğal olarak yayılım gösterdiğini belirtti. Yeni ormanlaştırma çalışmalarında da bu doğal yayılımın dikkate alındığı ifade edildi. Türkiye ormanlarının yaklaşık olarak %30'unun meşe, %23'ünün kızılçam, %17'sinin karaçam, %7'sinin sarıçam ve kalan %23'ünün ise birçok farklı türden oluştuğu açıklandı.

Yangına Dirençli Ormanlar YARDOP ile Gelişiyor

Genel Müdürlük tarafından yürütülen YARDOP projesi kapsamında, her bölgenin iklimi, toprak yapısı, rakımı, güneş alma durumu ve bitki biyolojisine göre yangına dirençli ormanlar oluşturulduğu bildirildi. OGM, "her yere her ağaç yetişir" gibi bir genellemenin bilimsel açıdan mümkün olmadığını, bilimle, sahayla ve doğayla uyum içinde çalıştıklarını vurguladı.

Neden Çam Daha Çok?

OGM, çam türlerinin Türkiye'de doğal olarak en çok yayılış gösteren tür olduğunu belirtti. Bunun nedenleri ise şöyle sıralandı:

  • Az suya ihtiyaç duymaları.

  • Yangın sonrası kendini yenileyebilmeleri.

  • Türkiye'de milyonlarca yıldır doğal olarak yetişmeleri.

Özellikle kızılçamın, yangından sonra kozalaklarını açarak toprağa tohum bıraktığı ve ilk yağmurlarla birlikte çimlenerek yeniden filizlendiği, bu özelliğiyle "Akdeniz ikliminin mucizesi" olduğu ifade edildi.

"Çamlar Marshall Yardımıyla Geldi" İddiası Gerçek Dışı!

OGM, sosyal medyada dolaşan "Çamlar Marshall yardımıyla geldi" iddiasını kesin bir dille yalanladı. Anadolu'daki 20 milyon yıllık çam fosillerinin bu iddiayı çürüttüğünü belirten Genel Müdürlük, çam türlerinin ülkemize sonradan gelmediğini, zaten burada var olduğunu kaydetti. Hatta Pinus Brutia (Kızılçam) türünün, dünya literatüründe "Turkish Red Pine" (Türk Kızılçamı) olarak anıldığına dikkat çekildi.

Neden Zeytin-Badem Ormanı Kurulmuyor?

Ormanlarımız içinde meyveli türlerin doğal olarak bulunduğunu ancak bu türlerle orman oluşturulamayacağını belirten OGM, bunun nedenlerini ise şöyle açıkladı:

  • Bu türlerin ormanlaştırmaya uygun türler değil, daha çok tarımsal faaliyete uygun bitkiler olması.

  • Sulama ve gübreleme istemeleri.

  • Yangına karşı hassas olmaları.

  • Sık dikilemedikleri için erozyonu önlemede etkisiz kalmaları.

  • Diğer orman türlerine kıyasla oksijen üretimi, karbon tutma gibi ekosistem hizmetleri bakımından düşük performans göstermeleri.

Ancak OGM, orman köylüsüne ve çiftçilere tarımsal gelir sağlamak amacıyla zeytin, badem, ceviz gibi meyveli türlerin yayılışını artırmak için destek ve teşvik sağlandığını da ekledi.

Doğru Bilgi ve Bilimsel Yaklaşım Vurgusu

OGM, her ağacın geliştiği coğrafyayla bir denge içinde olduğunu ve bu yüzden ormanlaştırma çalışmalarının bilimsel veriler ışığında, yerel ekosisteme uyumlu türlerle yapıldığını belirtti.

Açıklama, "Unutmayalım: Doğayla inatlaşılmaz, doğayla uyum içinde çalışılır. Ormancılık faaliyetleri bir mühendislik işidir. Orman mühendisleri, bu faaliyetleri bilimsel teknikler ve planlamalar doğrultusunda yürütür" ifadeleriyle son buldu. OGM, vatandaşları yanlış bilgilere değil, bilimsel gerçeklere kulak vermeye ve bu bilgileri paylaşarak dezenformasyonla mücadeleye katkı sağlamaya davet etti.



Gönderen: journal



YORUM YAZ
Bu habere yorumlar

Ekoloji

Bunlar da ilginizi çekebilir