Uzmanlar, çocuklarda diş sağlığının korunmasının büyük önem taşıdığını belirterek, bu nedenle çocukların erken yaşta diş hekimi ile tanıştırılması gerektiğini vurguluyor. Üsküdar Diş Hastanesi Çocuk Diş Hekimi Doç. Dr. Barış Karabulut, ülkemizde çocuklarda diş çürüğünün çok yaygın olduğuna dikkat çekerek, bunun en büyük nedenlerinden birinin, günümüzde çocukların kolayca erişebildiği çürük yapıcı yiyeceklerin fazlalığı ve doğal besinlerin ile sebzelerin az tüketilmesinden kaynaklandığını belirtti.

Erken Yaşta Diş Hekimi Ziyareti Önemli

Çocuklarda diş hekimi korkusunu yenmek için erken yaşta tanışmanın önemine değinen Doç. Dr. Barış Karabulut, ailelere çocuklarını herhangi bir ağrı ya da sorun yokken diş hekimine getirmelerini önerdi. Karabulut, “Bu sayede çocuklar hem ortamı hem de doktoru tanımış olurlar. Çocuklar genelde bilinmeyenden korkar. Tanıdığı bir ortam ve insan, çocuğun kendini daha güvende hissetmesini sağlar. Bizim için önemli olan, birkaç başarılı ve gözyaşı olmayan güzel seans geçirebilmektir. Bu, çocuğun ağrısı olmasa bile mümkün” şeklinde konuştu.

Anne Sütü Bile Çürük Yapabilir: Doğru Beslenme ve Hijyenin Önemi

Ülkemizde çocuklarda diş çürüğünün yaygın olmasının en büyük nedenlerinden birinin gıdalar olduğunu belirten Doç. Dr. Karabulut, fast food, asitli içecekler ve şekerli atıştırmalıkların yaygın tüketiminin çürük oluşumunu hızlandırdığını söyledi. Bu nedenle diş fırçalama alışkanlığının çok erken yaşta kazandırılması gerektiğini vurguladı.

Doç. Dr. Karabulut, ailelere üç yaşından itibaren en az altı ayda bir düzenli diş kontrolü önerdi. Hatta en ideal yaklaşımın, bebek doğmadan önce annenin ve babanın ağız sağlığına özen göstermesi olduğunu çünkü çürüğün mikroorganizmalarla bulaşan bir hastalık olduğunu hatırlattı. Aile bireylerinin ağız sağlığının iyi olması gerektiğini, varsa çürük ve diğer problemlerin giderilmesini vurguladı.

Gece beslenmesi ve sütten sonra ağız temizliğinin önemine dikkat çeken Karabulut, “Çoğu aile, anne sütünün uzun süre dişte kalmasının çürük yapabileceğini bilmiyor. Oysa anne sütünde de laktoz, yani bir çeşit şeker bulunuyor. Çok uzun süre memede uyuyan bebeklerde ya da sık beslenenlerde ‘erken çocukluk çağı çürüğü’ dediğimiz durum sık görülüyor” uyarısında bulundu.

Çocuklar Steril Ağızla Doğar: Ailelere Hijyen Uyarısı

Biberon, emzik ya da uzun süreli emzirmenin dişlerin yapısını bozduğunu dile getiren Doç. Dr. Barış Karabulut, biberon ve emziğin mümkünse iki yaş civarında yavaş yavaş bıraktırılması gerektiğini belirtti.

Aileleri önce kendi ağız hijyenlerine dikkat etmeleri konusunda sıklıkla uyaran Karabulut, “Çünkü kendi ağızlarındaki mikroorganizmaları çocuğa kolayca bulaştırabilirler. Öperek, aynı kaşığı kullanarak ya da başka yollarla. Çocuklar steril bir ağızla doğuyor. Ama biz onlara bu bakterileri aktarıyoruz. Mikroorganizmalar bir şekilde bulaşacaktır ama doğru temizlikle bu süreç geciktirilebilir” dedi.

Diş henüz çıkmamış olsa bile, ıslak bir tülbent veya gazlı bezle ağız içinin temizlenmesi gerektiğini, dişler çıkar çıkmaz da sütle temas sonrası hemen silinmesini önerdi. Ayrıca, biberona bal ya da şeker katmak gibi alışkanlıkların çok tehlikeli olduğunu ve çürük riskini artırdığını vurguladı.

Ağzı Açık Uyuyan Çocuklarda Çürük Riski Artıyor

Bazı çocukların çene yapısı nedeniyle ağzı açık uyuduğuna değinen Doç. Dr. Barış Karabulut, bu durumdaki çocuklar için diş hekimine başvurulması gerektiğini söyledi. Ağzı açık uyuyan çocuklarda ağız kuruluğu olacağını ve bunun da çürük riskini artırdığını belirten Karabulut, ailelerin çocuğun neden burundan nefes alamadığını araştırmaları gerektiğini ve kulak burun boğaz uzmanına başvurmanın önemini vurguladı.

Erken Diş Kaybı Fiziksel ve Psikolojik Sorunlara Yol Açabilir

'Nasıl olsa süt dişleri dökülecek, çürüse de olur' düşüncesiyle sıklıkla karşılaştıklarını dile getiren Doç. Dr. Barış Karabulut, bunun en çok üzüldükleri düşünce olduğunu ifade etti. Süt dişlerinin kalıcı dişlerin rehberi olduğunu, kalıcı dişin nereden ve nasıl çıkacağını gösterdiğini ve bu rehberliğin kaybedilmesiyle daimi dişin yanlış yerden çıkabileceğini ya da hiç süremeyebileceğini belirtti.

Erken çekilen süt dişlerinin yerine mutlaka yer tutucu yapılması gerektiğinin altını çizen Karabulut, aksi takdirde dişlerin birbirinin alanını kapatacağını ve çene gelişiminin etkileneceğini söyledi. Ayrıca, çocuk dişlerini kaybettiğinde çiğneme fonksiyonunun bozulacağını, yiyecekleri parçalayamayacağı için büyümesinin etkileneceğini, çiğnemeden yuttuğu için mide rahatsızlıklarının baş gösterebileceğini ve estetik açıdan da sorunlar yaşayarak psikolojik etkiler doğurabileceğini kaydetti.

Günde İki Kez Fırçalama ve Florlu Macun Yeterli

Fırçalamanın yanında florlu diş macunu da önerdiklerini aktaran Doç. Dr. Barış Karabulut, "Florla ilgili ailelerin bazen yanlış bilgileri olabiliyor. ‘Flor zeka geriliği yapar’ gibi yanlış inanışlar var. Oysa doğru dozda ve yaşa uygun şekilde kullanıldığında flor, çürüğe karşı elimizdeki en etkili maddedir” dedi.

Önemli olanın, önce fırçalamayı doğru öğretmek olduğunu yineleyen Karabulut, çocukların genellikle çizgi filmlerde gördükleri gibi yatay fırçalama yaptığını, oysa doğru tekniğin üst çenede yukarıdan aşağıya, alt çenede aşağıdan yukarıya doğru yani diş etinden dişe doğru süpürme hareketi olduğunu anlattı. Elektrikli diş fırçalarını ise çocukların 9-10 yaş civarında, motor becerileri geliştiğinde kullanmalarını önerdi.

Sonuç olarak Doç. Dr. Karabulut, günde iki defa diş yüzeyinden yiyecek artıklarını uzaklaştırmanın ve florlu macunla desteklemenin çürüğün önüne geçmek için yeterli olduğunu vurguladı.