Obezite Cerrahisinde ’Revizyon’ İhtiyacı Artıyor: Uzmanlardan Önemli Uyarılar
Dünya genelinde obezite cerrahisi operasyonlarının sayısında yaşanan artış, beraberinde ikinci bir cerrahi müdahale olan revizyonel bariatrik cerrahiye duyulan ihtiyacı da artırıyor. Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Genel Cerrahi, Bariatrik ve Metabolik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Anıl Ergin, obezite ameliyatı geçiren hastaların farklı nedenlerle tekrar ameliyat olmak zorunda kalabildiğini belirtti.
Yeniden Kilo Alımı ve Reflü En Önemli Nedenler
Doç. Dr. Ergin, revizyonel cerrahinin en sık nedeninin, hastaların operasyon sonrası yeniden kilo alması olduğunu söyledi. Bunun yanı sıra, özellikle tüp mide ameliyatlarından sonra sıkça görülen reflü şikayetleri, ameliyata bağlı gelişen kaçak, darlık ve apse gibi komplikasyonlar da revizyon ihtiyacını gündeme getiriyor.
Ergin, bazı çalışmalarda bu oranın yüzde 60'lara kadar çıkabildiğini ancak doğru hasta seçimi, uygun cerrahi teknik ve iyi bir ameliyat sonrası takiple bu oranın yüzde 5-10 seviyelerine düşürülebildiğini ifade etti.
Türkiye'de Ameliyat Sayısı 50 Bini Aştı
Obezite cerrahisi sayısındaki artışa dikkat çeken Doç. Dr. Ergin, 2013 yılında Türkiye’de yılda 3-4 bin olan ameliyat sayısının günümüzde 50 binin üzerine çıktığını belirtti. Bu artışın, revizyonel cerrahi prosedürlerini de doğal olarak beraberinde getirdiğini vurguladı.
Revizyon Cerrahisi Sadece Kilo İçin Değil
Doç. Dr. Ergin, revizyonel ameliyatların sadece kilo kontrolü için değil, aynı zamanda hayati hastalıkların önlenmesi için de kritik olduğunu söyledi. Özellikle reflünün zamanla mide anatomisine zarar verebileceğini ve yemek borusu kanserine yol açabileceğini belirterek, bu tür sorunların düzeltilmesi için revizyonun şart olabileceğini ifade etti.
"Ömür Boyu Takip Şart"
Revizyon ihtimalini azaltmanın en önemli yolunun, hastanın ömür boyu takibi olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Anıl Ergin, sözlerini şöyle tamamladı: “Ameliyat sonrası diyet, egzersiz, yaşam tarzı değişiklikleri ve düzenli kontrollerle hastaların geri kilo almasını engellemek mümkün. Ancak bu süreçte hem hasta hem hekim birlikte sorumluluk almalı.”
Gönderen: journal
Sağlık
